Atatürk'ün Özet Hayatı


1881’de Selanik’te doğdu. Annesi Zübeyde Hanım, babası Ali Rıza Efendi’dir. Sırasıyla, Mahalle Mektebi, Şemsi Efendi Okulu, Selanik Mülkiye Rüştiyesi, Selanik Askeri Rüştiyesi, Selanik Askeri İdadisi, Harp Okulu ve Harp Akademisi’ne gitti. 1893 yılında Askeri Rüştiye’de okurken matematik öğretmeni tarafından adına “Kemal” ilave edilerek Mustafa Kemal adını aldı.
  • İzleyiciler

    Popüler Yayınlar

    Blog Arşivi

Erzurum Kongresi

Etiketler: |
(23 Temmuz-7 Ağustos 1919) Erzurum Kongresi
Anadolu’da milli mücadele birliğinin kurulmasının ikinci adımı Erzurum Kongresi ile atıldı. Amasya Genelgesi’nden sonra İstanbul ve askerlikle ilişkisi kesilen Mustafa Kemal’e, Kazım Karabekir başta olmak üzere Anadolu’daki komutanlar ve mülki amirlerin büyük çoğunluğu verdikleri desteği sürdürmeye devam ettiler.
Amasya Genelgesi’nde yer aldığı gibi, Mustafa Kemal milli bir kongre toplayarak, milli mücadele ile ilgili tüm faaliyetleri birleştirmeyi planlıyordu. Kazım Karabekir Paşa, milli bir kongreden önce doğu illeri için bölgesel bir kongre toplanmasının faydalı olacağı görüşünü dile getiriyordu. Mustafa Kemal, bölgesel bir kongreye karşı olmasına rağmen, Kazım Karabekir ve Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin ısrarları karşısında bir kongre toplanmasını ve kongreye katılmayı kabul etti.
Mustafa Kemal’in davetli olarak katıldığı bu kongrede asil üye olabilmesi için, Erzurum delegesi Cevat Dursunoğlu istifa ederek, kendi yerine Mustafa Kemal’in seçilmesini sağladı. İlk gün, Mustafa Kemal kongre başkanlığına seçildi. Milli bir hal alan Erzurum Kongresi’nde, genel değerlendirmeler yapıldı ve doğu illerinin durumu görüşüldü. Milli mücadelenin temelleri açısından oldukça önemli kararlar alındı.


Erzurum Kongresi Kararları (Maddeleri) Önemi ve Sonuçları

Erzurum Kongresi, Kararları (Maddeleri), Önemi ve Sonuçları
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’da Kazım Karabekir Paşa’yla buluştuktan sonra Müdafaa-i Hukuk üyeleri ile toplantı yaparak daha önce başlayan kongre hazırlıklarına katıldı. Ermenilerin saldırıya geçecekleri haberi üzerine, Erzurum halkı “Vilâyet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Millîye” adında bir cemiyeti 17 Haziran 1919’da açmışlardı. Kongrenin daha geniş bir teşkilata kavuşması için, illere bir genelge gönderilerek temsilciler istenmişti. Kongrenin 10 Temmuz 1919’da toplanması gerekiyordu. Fakat bazı il delegelerinin çeşitli nedenlerle gelememesi üzerine kongre 23 Temmuz’a ertelendi.
3 Temmuz’da Erzurum’a gelen Mustafa Kemal, 7 Temmuz’a kadar müfettişlik görevine devam etti. 7-8 Temmuz gecesi saray tarafından telgrafla çağrılarak İstanbul’a dönmesi istendi. Mustafa Kemal, reddedince; “O halde resmi göreviniz sona ermiştir” denildi. Bunun üzerine 8 Temmuz gecesi, Harbiye Nezareti’ne, müfettişlik görevi ile birlikte askerlikten de istifa ettiğini bildirdi. Bu kararını aynı gün ordu komutanlıklarına ve millete de duyurdu. Mustafa Kemal Paşa, bu tarihten itibaren artık resmi görev ve yetkilerinden ayrılmış olup, yalnız milletin vatan severliğinden kuvvet alarak görevine devam etti. Mustafa Kemal’e en büyük destek, 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’dan geldi. “Ben ve kolordum, hepimiz emrindeyiz paşam” diyerek ona bağlılığını bildirdi. Bu destek, hem Mustafa Kemal’in, hem de Milli Mücadele’nin kaderini belirledi.
Erzurum Müdafaa-i Hukuk-u Millîye Cemiyeti, Mustafa Kemal Paşa’nın görevinden istifasına üzülmekle beraber, onun bir vatan evladı olarak aralarına katılmasından memnun oldu. Cemiyet onun kongre hazırlıklarını yapmak için kurulan beş kişilik heyetin başına getirdi. Delege seçimleri yapıldığı halde Erzurum’dan seçilen iki delege istifa ederek yerlerini Mustafa Kemal ve Rauf Bey’e bıraktılar. Böylece Mustafa Kemal Paşa’nın kongreye katılma işlemleri tamamlandı. 23 Temmuz 1919 Çarşamba günü, Erzurum Lisesi salonunda kongre açıldı. Kongre başkanlığına Mustafa Kemal seçildi. Kongreye; Erzurum, Trabzon, Sivas, Bitlis ve Van’dan 57 delege katıldı. Bunların dışında Elazığ, Diyarbakır ve Mardin’de de kongre için delege seçimleri yapılmış; bu delegeler valilerin engellemesi yüzünden kongreye katılamamışlardı.
Kongre Başkanlığına seçilen Mustafa Kemal Paşa, ilk gün genel durum hakkında bilgi verdikten sonra konuşmasını; “Mukadderata hakim milli iradenin ancak Anadolu’dan doğacağını, milli iradeye dayalı bir millet meclisi ile milli iradeden güç alacak bir hükümetin kurulmasının” ilk hedef olduğunu belirterek bitirdi.
Aynı gün Damat Ferit Paşa’da basın-yayın organlarına verdiği bir demeçte; kongreyi bir isyan olarak ilan etti. Ayrıca, kongre devam ederken 30 Temmuz 1919’da İngilizlerin baskısıyla Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı), Mustafa Kemal Paşa’nın tutuklanması için Kazım Karabekir Paşa’ya bir gizli şifre gönderdi.
Kazım Karabekir Paşa, bunu reddederek 1 Ağustos’ta verdiği cevapta; “Mustafa Kemal Paşa’nın tutuklanması vatan ve milletin yararına değildir ve yürürlükteki kanunlara aykırıdır. Uygunsuz sayılacak bir hali ve davranışı görülmeyen vatansever bir millet evladıdır” demişti.
Kongre, 14 gün sürdü. Sivas Kongresi’ne katılmak üzere, Dokuz kişilik Temsilciler Heyeti (Heyet-i Temsiliye) seçildi. Başkanlığına Mustafa Kemal Paşa getirildi. 7 Ağustos 1919’da çalışmalarını tamamlayarak dağılan Erzurum Kongresi’nde şu kararlar alındı:
1-Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, bölünemez.
2-Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Hükümeti’nin iş yapamaz duruma gelmesi halinde, millet hep birlikte kendini savunacak ve direnecektir.
3-Vatanın bağımsızlığını merkezi hükümet sağlayamazsa, geçici bir hükümet kurulacak bu hükümetin üyeleri Milli Kongre tarafından seçilecektir. Kongre toplantı halinde değilse, seçimi Temsil Heyeti yapacaktır.
4-Kuva-yı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.
5-Azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengeyi bozacak imtiyazlar verilemez.
6-Manda ve himaye kabul edilemez.
7-Milli Meclis’in derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesi için çalışılacaktır.
8-Milli irade padişahı ve halifeyi kurtaracaktır.
Erzurum Kongresi’nde alınan bu kararlar, bütün memlekete bildirildi. Ayrıca İstanbul’daki işgal kuvvetleri temsilcilerine ve yabancı devlet temsilcileri ile birlikte, ABD Cumhurbaşkanı Wilson’a da gönderildi. Kongre dağıldıktan sonra Mustafa Kemal Paşa, Temsil Heyeti Başkanı unvanıyla Doğu’daki çalışmalarını tamamlayıp Sivas’a hareket etti.
Erzurum Kongresi’nin Önemi ve Sonuçları
Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan göç, bölgenin bütünlüğü gibi sorunları görüşmek amacıyla toplanmıştır. Bu kongre bölgesel olmakla birlikte, alınan kararlar bütün yurdu ilgilendirdiği için milli bir program niteliğindedir. Doğu Anadolu ile birlikte bütün vatanın bağımsızlığının savunulması kararının alındığı bu kongrede:
1-Doğu’da ki altı vilayetin (Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır, Sivas) Osmanlı Devleti’nin ayrılmaz bir parçası olduğu, milli iradenin hakim kılınması gerektiği bildirilmiştir.
2-Milli kuvvetlere dayanarak, vatanın bütünlüğü, bu arada Saltanat ve Hilafetin de korunacağı belirtilmiştir. Ermeni ve Rumların arazi işgalini bölücülük sayarak bunlara karşı konulacağı, Hristiyanlara yeni imtiyazlar verilmeyeceği vurgulanmıştır. İstanbul Hükümeti’nin Anlaşma Devletleri’nin baskısı ile milli menfaatlere aykırı ödünler vermesine karşı gelinmiş ve bir devletin güdümüne girmek demek olan manda ve himayenin reddedildiği açıklanmıştır.
3-Dünya milletlerinin kendi geleceklerine bizzat kendilerinin karar verdiği bir zamanda, İstanbul Hükümeti’nin de milli iradeye dayanması gerektiği belirtilmiştir. Dağıtılan Mebusan Meclisi’nin toplanması, milletin ve memleketin geleceğini tayin edecek her kararın, bu milli meclis tarafından alınması istenmiştir.
Böylece Erzurum Kongresi bir çeşit yasama; Temsil Heyeti ise onun yürütme organı şeklini almıştır. Bu tarihi kararlar neticesinde milli egemenliğe dayalı, bağımsız yeni bir Türk Devleti’nin kurulmaya başlandığı ortaya çıkmaktadır.
Erzurum Kongresi’nin kararları tüm yurtta büyük bir sevinç yaratmış ve bağımsız yaşama azmini kuvvetlendirmiştir. Ayrıca bu kongre, kendisinden sonra oluşacak bütün mücadeleye öncü olmuştur.
Erzurum Kongresi, İstanbul Hükümeti ve işgalci güçler tarafından hiç de iyi karşılanmamıştır. Hükümetin başı olan Damat Ferit Paşa, kongrenin başlamasına bir gün kala bunun anayasaya aykırı olduğunu ilan ederken, işgalcilere de mütarekenin tam olarak uygulanacağını ifade etmiştir.

0 yorum: