Atatürk'ün Özet Hayatı


1881’de Selanik’te doğdu. Annesi Zübeyde Hanım, babası Ali Rıza Efendi’dir. Sırasıyla, Mahalle Mektebi, Şemsi Efendi Okulu, Selanik Mülkiye Rüştiyesi, Selanik Askeri Rüştiyesi, Selanik Askeri İdadisi, Harp Okulu ve Harp Akademisi’ne gitti. 1893 yılında Askeri Rüştiye’de okurken matematik öğretmeni tarafından adına “Kemal” ilave edilerek Mustafa Kemal adını aldı.
  • İzleyiciler

    Popüler Yayınlar

    Blog Arşivi

Kazım Karabekir

Atatürk’ün Çalışma Arkadaşlarından Kazım Karabekir Paşa’nın Hayatı...
Kazım Karabekir
1882’de İstanbul’da doğdu. Mehmet Emin Paşa’nın oğludur. İlköğrenimini İstanbul, Van, Harput ve Mekke’de tamamladıktan sonra, 1896’da İstanbul Fatih Askeri Rüştiyesi’ni, 1899’da Kuleli Askeri İdadisi’ni, 1902’de Harbiye Mektebi’ni ve 1905’te de Erkân-ı Harbiye Mektebi’ni bitirerek yüzbaşı rütbesiyle orduya katıldı.
İki yıllık kıta stajını Manastır’da yaptı. İttihat ve Terakki’nin Manastır örgütünün kurulmasına katıldı. 1907’de kolağası (önyüzbaşı) rütbesi alarak İstanbul Harbiye Mektebi, tabiye öğretmen vekilliğine atandı. İttihat ve Terakki İstanbul örgütünün kurulmasında görev aldı.
2. Meşrutiyet’ten sonra Edirne’de 2. Ordu, 3. Fırka (tümen) Erkân-ı Harfliği’ne (kurmaylığına) atandı. 31 Mart 1909 ayaklanmasında Hareket Ordusu’nda görev aldı. 1910 Arnavutluk ayaklanmasının bastırılması harekâtında çalıştı. 14 Nisan 1912’de binbaşılığa yükseldi.
Balkan Savaşı’nda Trakya sınır komiseri olarak görev yaptı. 1914’te kaymakam (yarbay) rütbesiyle Birinci Kuvve-i Seferiye komutanlığıyla İran ve ötesi harekâtıyla görevlendirildi. Bir süre sonra İstanbul Kartal’da 14. Fırka Komutanlığı’na atandı ve Çanakkale’ye gönderildi. Kerevizdere’de Fransızlara karşı 3 ay savaştıktan sonra miralaylığa (albay) yükseldi. Buradan, İstanbul’da 1. Ordu Erkân-ı Harbiye Başkanlığı’na, sonra Galiçya’ya gidecek ordunun ve ardından Mareşal Von der Goltz’un Erkân-ı Harbiye Başkanlığı’na atanarak Irak’a gitti.
1916’da Kutü’l-Amare’yi kuşatan 18. Kolordu Komutanlığı’na getirildi ve burayı aldıktan sonra Irak’ta İngilizlerle çarpıştı. 1917’de Diyarbakır’daki 2. Kolordu Komutanlığı’na getirildi ve Van, Bitlis, Elazığ cephelerindeki 2. Ordu Komutanlığı’na vekâlet etti.
1918’de Erzincan ve Erzurum’u Ermenilerden ve Ruslardan geri aldı. Ardından Sarıkamış, Kars ve Gümrü Kalelerini ve Karaköse’yi kurtardı. Aynı yıl Mirliva (Tümgeneral) oldu.
Mondros Mütarekesi sırasında sadrazam olan Ahmet İzzet Paşa’nın Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği (Genelkurmay Başkanlığı) önerisini kabul etmeyerek Anadolu’da görev almak istedi. Önce Tekirdağ’daki 14. Kolordu Komutanlığı’na, ardından da Erzurum’daki 15. Kolordu Komutanlığı’na atanmasını sağlayarak Nisan 1919’da göreve başladı.
Hazırlıkları yapılan Erzurum Kongresi’nin toplanmasında önemli rol oynadı. Kurtuluş Savaşı’nda Edirne milletvekilliği ve Doğu Cephesi Komutanlığı yaptı. Ermenilerin eline geçen Sarıkamış, Kars ve Gümrü Kalelerini geri alarak 15 Kasım 1920’de Ermeni ordusunu kesin olarak yendi. Ermeni hükümetiyle Ankara hükümeti adına Gümrü Antlaşması’nı imzaladı.
Kars’ın alınmasıyla ferikliğe (korgeneral) yükseldi. Rus Sovyet Sosyalist Federe Cumhuriyeti ve Kafkasya hükümetleriyle Kars Antlaşması görüşmelerini yürüttü. Halk Partisi’nden ayrıldı. Kurtuluş Savaşı’nın bitiminden sonra 1. Ordu müfettişliğine atandı, 1923’te İstanbul milletvekili oldu. 1924’te, TBMM’deki Dörtler Grubu’nu destekledi. Ardından askerlikten ayrılarak Halk Fırkası’ndan istifa etti.
17 Kasım 1924’te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın başkanlığına seçildi. Parti 3 Haziran 1925’te Şeyh Sait Ayaklanması nedeniyle kapatıldı. Kazım Karabekir, Mustafa Kemal Paşa’ya karşı yapılan İzmir suikastı ile ilgili görülerek bazı partililerle birlikte yargılandıysa da beraat etti.
Siyasi hayatına on iki yıllık aradan sonra, 6 Ocak 1939’da İstanbul milletvekili olarak devam etti. 1946’da TBMM başkanlığına seçildi ve bu görevde iken 26 Ocak 1948’de Ankara’da vefat etti.
Devamını oku...

Ali Fuat Cebesoy

Ali Fuat CEBESOY (1882-1968)
1882 yılında İstanbul’da doğdu. Babası TBMM hükümetinin ilk Nafia Vekili olan, Yozgat milletvekili Fazıl Paşa’dır.
Erzincan ve Beşiktaş Askeri Rüştiyelerini bitirdi. Liseyi Kadıköy Senjozef Lisesi’nde tamamladı. 13 Mart 1899’da Harp Okulu’na girdi. Bu okulda Mustafa Kemal ile sınıf arkadaşlığı yaptı.
10 Ocak 1902’de Harp Okulu’nu bitirdi. Kurmay sınıfına ayrılıp Harp Akademisi’ne devam ederek 11 Ocak 1905’te Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. 28 Haziran 1906’da 3. Ordu Kurmaylığı’na atandı. 20 Haziran 1907’de Kolağası (Yüzbaşı) rütbesini aldı. 13 Mart 1908’de 3. Süvari Tümen Kurmay Başkanlığı’na atandı. 9 Şubat 1909’da Roma Sefareti Ataşemiliterliği’ne tayin edilerek siyasi ve askeri hizmetlerde bulundu.
25 Kasım 1911’de Binbaşılığa yükseldi. 24 Haziran 1912’de Trablusgarp’a yapılacak silah ve cephane nakliyatı ile İtalya’nın kara ve deniz kuvvetleri için istihbarat toplamaya gönderildi. 1 Mart 1914’te Balkan Harbi’ndeki yararlıklarından ötürü Kaymakamlık (Yarbay) rütbesine yükseltildi. 14 Ekim 1914’te vekaleten 25. Fırka Komutanlığı’na getirildiyse de, 30 Kasım 1914’te asaleten bu göreve atandı. Bu görevde iken fırkasıyla önce Süveyş’e, Kanal Harekatı’na ardından Çanakkale Muharebelerine katıldı. Başarılarından dolayı 14 Aralık 1915’te Miralay (Albay) rütbesine yükseltildi. 29 Haziran 1917’de 20. Kolordu Komutanlığında görevlendirildi. Bu sırada Filistin’de taarruza geçen İngilizlere karşı başarılı oldu. Nitekim 21 Aralık 1917’de rütbesi Mirlivalığa (Tuğgeneral) yükseltildi.
Mustafa Kemal Paşa’nın Yıldırım Orduları Komutanlığı’ndan alınması üzerine, bir süre 7. Ordu Komutanlığı’na vekalet etti. 25 Şubat 1919’da 20. Kolordu Komutanlığı’na atanarak Konya’ya gitti. Karargahıyla 13 Mayıs 1919’da Ankara’ya geldi. 21-22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesi’ni imzaladı. 28 Ağustos 1919’da İstanbul Hükümeti tarafından azledildi. Görevini bırakmadı. 9 Eylül 1919’da Sivas Kongresi kararı ile Garbi Anadolu Umum Kuvay-ı Milliye Kumandanlığı’na tayin edildi.
Büyük Millet Meclisi I. Dönemi için yapılan seçimlerde Ankara Milletvekili seçildi. 11 Mayıs 1920’de İstanbul’daki Divan-ı Harp tarafından idama mahkum edildi. Bolu yöresindeki ayaklanmaları bastırdı. 25 Haziran 1919’da Garp Cephesi Komutanlığı’na tayin edildi. Aynı zamanda milletvekili sıfatı da üzerinde bulunmaktaydı. 9 Kasım 1920’de Moskova Büyükelçiliği’ne atandı. 16 Temmuz 1922’de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu Başkanlığı’na, 13 Aralık 1922’de TBMM İkinci Başkanlığı’na, 1 Mart 1923’te Geçici Başkanlığa 189 rey ile seçildi. TBMM II. Döneminde yine Ankara Milletvekili olarak Meclis’e girdi. 24 Eylül 1923’te Feriklik (Korgeneral)’e yükseltildi.
Atatürk’e yapılan İzmir suikastı ile ilgili görülerek, İstiklâl Mahkemesi’nde yargılandı. Ancak hakkında beraat kararı verildi. 15 Temmuz 1926’da tahliye edilerek Meclise döndü. Kasım 1927’de Ordu’da açığa alındı. 5 Aralık 1927 yılında emekliye ayrıldı.
10 Haziran 1933’te Konya’dan bağımsız milletvekili oldu. Daha sonraki dönemlerde yine Konya olmak üzere, Eskişehir ve İstanbul milletvekili olarak TBMM’de bulundu. 9 Mart 1943-7 Ağustos 1946 yılları arasında Münakalât Vekili (Ulaştırma Bakanı), 30 Ocak 1948-1 Kasım 1948 tarihleri arasında TBMM Başkanlığı görevlerinde bulundu. Ali Fuat Cebesoy, 10 Ocak 1968’de İstanbul’da öldü.
Almanca ve Fransızca bilen, hayatı boyunca elde ettiği başarılardan dolayı liyakat, nişan ve madalyalar ile ödüllendirilen Atatürk’ün silah ve çalışma arkadaşı Ali Fuat Cebesoy’un “Sınıf Arkadaşım Atatürk”, “Siyasi Hatıralar”, “Milli Mücadele Hatıraları” gibi yayımlanmış bazı eserleri bulunmaktadır.
Devamını oku...

Salih Bozok

Salih Bozok (1881-1941)
1881 yılında Selanik’te doğdu. Mustafa Kemal’in hem mahalle hem de okuldan arkadaşıdır. Harp okulunu aynı yıl bitirdiler. Salih Efendi jandarma sınıfına seçildi, Mustafa Kemal ise akademiye devam ederek kurmay oldu.
Mustafa Kemal, milli mücadeleyi başlatmak üzere Anadolu’ya geçmeden önce ve Suriye Cephesi’nde bulunduğu sırada Salih Efendi’yi başyaver olarak yanına getirtti ve bundan böyle sürekli beraberlikleri yıllarca devam etti.
Mustafa Kemal’in yanında, Heyeti Temsiliye’de görevli olarak Ankara’ya giden Salih Bozok, Mustafa Kemal Meclis Başkanı iken Meclis Başkanlığı Yaverliği, Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı seçilince de Cumhurbaşkanlığı Yaverliği yaptı.
Yarbaylıktan emekliye ayrıldıktan sonra Mustafa Kemal’in yakınında kaldı. 1939 yılına kadar Yozgat ve en son olarak Bilecik milletvekilliği yaptı.
Atatürk’ün ölümü üzerine intihar girişiminde bulunan Bozok, doktorların zamanında müdahalesi ile hayatta kaldı.
İş Bankasının da kurucuları arasında yer alan Salih Bozok, sağlık durumundan şikayet ederek milletvekilliğinden istifa etti ve yerleştiği Yalova’da 1941 yılında öldü.
Devamını oku...

Rauf Orbay

Hüseyin Rauf Orbay (1881-1964)
1881 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde, Milli Mücadele’de ve Cumhuriyet yıllarında önemli vazifelerde bulunmuş asker kökenli bir bürokrattır. Trablusgarp Valiliği ve Ayan Meclisi Üyeliği yapmış olan Kafkasya kökenli Aşharuva Mehmet Muzaffer Paşa’nın oğludur.
Deniz Harp Okulu’nu ve Mühendishane’yi 1899 yılında bitirmiş, Amerika, İngiltere, Almanya gibi dönemin önemli ülkelerinde çeşitli dış görevlerde bulunmuştur.
Trablusgarp ve Balkan Savaşları’na katılmış, deniz savaşlarında gösterdiği üstün başarılarından dolayı “Hamidiye Kahramanı” ünvanını kazanmıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nda İran ve Irak’ta Osmanlı Teşkilat-ı Mahsusası’nın bir görevlisi olarak bulunmuş, bunun üzerine yarbay rütbesine yükseltilerek Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na atanmıştır. İzzet Paşa kabinesinde Bahriye nazırlığı yapmış, Osmanlı Devleti’nin çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesi’ni imzalayan kişi olmak zorunda kalmıştır.
Gönderildiği Malta sürgününden 1921 yılında döndükten sonra Milli Mücadele’ye katılmak üzere Anadolu’ya geçmiştir. Kendisine Nafia Vekilliği verilmiş, Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis İkinci Başkanlığına seçilmiştir. 1922-1923 arasında bir kaç ay başbakanlık yapmıştır.
1924 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulunca, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürmeyi uygun bulmuştur. Parti, 3 Haziran 1925’de kapatılıp, yönetici kadro, 17 Haziran 1926’da Atatürk’e düzenlenen İzmir Suikastı ile ilgili görülerek yargılanmış, yargılama esnasında Avrupa’da bulunan Rauf Orbay 10 yıl hapse mahkum edilmiştir. Cumhuriyetin Onuncu yılı dolayısıyla 1933 senesinde çıkan umumi af ile cezası ortadan kalkmış ancak kendisi, “...benim asla ve hiçbir suretle en ufak bir cürümle dahi suçlu olmadığım için, ilan edilen aftan katiller ve şakiler gibi faydalanmayı düşünmem mümkün değildir” diyerek aftan istifade etmeyi reddetmiştir.
Ailenin reisi eniştesi Aziz Raşid Orbay’ın ölümü ve ailenin ısrarı ile 5 Temmuz 1935’te İstanbul’a dönmüş, kardeşi Safiye Orbay’ın Bebek’teki evine yerleşmiştir.
Atatürk’ün ölümünden sonra 1939 yılında TBMM’nin altıncı döneminde Kastamonu’dan milletvekili seçilmiştir.
Eski sürgün mahkumiyeti ile ilgili 12 Aralık 1940 tarihinde murur-u zaman bahanesiyle ele alınmayan mahkumiyetin haksızlığının tescil edilmesi için Milli Müdafaa Vekaleti aleyhine dava açmış, Askeri Temyiz Mahkemesi 23 Temmuz 1941 tarihli 1342 Esas sayılı kararı ile bunu tescil etmiştir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında 1942’de Londra Büyükelçiliği’ne getirilmiş, 1944 yılında bu görevinden kendi isteğiyle ayrılmıştır. Daha sonraki yıllarda devlet görevinde bulunmayan Hüseyin Rauf Orbay 1964 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Mezarı Erenköy Sahra-yı Cedid Mezarlığı’ndadır.
Devamını oku...

İsmet İnönü

İsmet İnönü (1884-1973)
24 Eylül 1884’te İzmir’de doğdu. Babası Malatya’lı Hacı Reşit Bey, Annesi Cevriye Hanımdır(1). 1892 yılında Sivas Askeri Rüştiyesi’ne kaydoldu. 1895’te Rüştiye’yi bitirdi. Ardından Sivas Mülkiye İdadisi’ne devam etti. Bu okulun altıncı sınıfından tasdikname ile Halıcıoğlu’nda Mühendishane-i Berri-i Hümayun’un İdadi kısmının üçüncü sınıfına girdi(2). 13 Şubat 1901’de Mühendishane-i Berri-i Hümayun’a (Topçu Harbiyesi) başladı. 1 Eylül 1903’te bu okulu birincilikle bitirdi. Erkân-ı Harbiye (Harp Akademisi) sınıfına ayrılan Mustafa İsmet, 26 Eylül 1906’da Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle Akademi’den mezun oldu. Mustafa İsmet’in Mustafa Kemal, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Orbay, Kazım Karabekir ve Asım Gündüz ile aynı çatı altında buluşup tanışması bu okulda başladı.
Üç sınıfta (Top, Süvari, Piyade) bölük idare ve kumanda etmek üzere 2 Ekim 1906’da 2. Ordu’ya atandı(3). 20 Ekim 1906’da Edirne’deki Topçu 8. Alay’ın 3. Bataryası’na tayin edildi. 7 Kasım 1908’de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) rütbesine yükseltilen Mustafa İsmet, 13 Ocak 1908’de 2. Ordu, 2. Süvari Fırkası (Tümeni) Erkân-ı Harbiyesi’nde görevlendirildi. 31 Mart 1909 irtica hareketi olarak bilinen İstanbul askerî ayaklanmasını bastırmak için Rumeli’den yürüyen Hareket Ordusu’na katıldı.
Yeniden yapılandırılan silahlı kuvvetlerin 4. Edirne Kolordusu Erkân-ı Harbiyesi’ne (Kurmaylığına) 15 Ocak 1911’de tayin edildi. 13 Şubat 1911’de Yemen Kuvve-i Mürettebe Erkân-ı Harbiyesi’ne memuren ve geçici olarak görevlendirildi. 26 Şubat 1912’de Yemen Kuvay-ı Umumiye Komutanlığı Erkân-ı Harbiye Riyaseti’ne (Kurmay Başkanlığı’na) atandı. Fedâkârâne hizmetlerinden dolayı 26 Nisan 1912’de rütbesi Binbaşılığa yükseltildi.
8 Nisan 1913’te Büyük Karargâh-ı Umumi 1. Şubesi’nde görevlendirildi(4). 15 Aralık 1913’te Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Dairesi (Genelkurmay Başkanlığı) 3. Şubesi’ne atandı.
Balkan Muharebesi’ndeki yüksek hizmetleri ve fedakarlıklarından ötürü 1 Mart 1914’te iki sene kıdem zammı ile ödüllendirildi. 29 Kasım 1914’te Kaymakamlığa (Yarbay) yükseltildi. Birinci Dünya Harbi’nden almış olduğu üç yıl kıdemle de 14 Aralık 1915’te rütbesi Albaylığa yükseltildi ve Çanakkale’de bulunan 2’nci Ordu’nun Kurmay Başkanlığı’na atandı. 2. Ordu Doğu Cephesi’ne gittikten sonra bu ordunun 16. Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa’yı Diyarbakır’da ilk karşılayan Albay İsmet Bey oldu. Mustafa Kemal Paşa, 25 Kasım 1916’da 2. Ordu Komutanı Vekili olunca Albay İsmet Bey’in 4. Kolordu Komutanlığı’na atanmasını teklif etti ve 12 Ocak 1917’de bu teklif gerçekleşti. İsmet Paşa’nın stratejik birliklere komutanlık dönemi de, 4. Kolordu Komutanlığı’yla başladı.
1 Mayıs 1917’de Gazze Cephesi’ndeki 20. Kolordu Komutanlığı’na atandı(5). 19 Haziran 1917’de Sina Cephesi’ndeki 3. Kolordu Komutanlığı’na tayin edildi(6). Tehlikeli bir şekilde hasta olan Mustafa İsmet Bey, Halep’te hastaneye ve oradan 14-15 Ekim 1918’de trenle İstanbul’a hareket etti. 22 Ekim 1918’de İstanbul’a geldi. 24 Ekim 1918’de Harbiye Nezaret Müsteşarlığı’na tayin edildi(7).
1920 yılı Ocak ayının ilk günlerinde Ankara’ya geldi(8). 26 Ocak 1920’de Polis Vezâif ve Muamelatının  tanzim ve ıslahı için teşkil olunan komisyonda görevlendirildi(9). 3 Nisan 1920’de yeniden Ankara’ya geldi(10). Büyük Millet Meclisi’nin çalışmalarına katıldı ve ilk dönemde Edirne Milletvekili seçilerek TBMM üyesi oldu(11). 3 Mayıs 1920’de Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekili seçildi(12). Ocak 1920’de Garp Cephesi komutanlığı görevine atandı. 6 Ocak 1921’de  Bursa ve Uşak cephesinden taarruza geçen Yunan Ordusu’nu 10 Ocak 1921’de durdurdu. İnönü Zaferi üzerine 1 Mart 1921’de İsmet Bey TBMM tarafından Mirlivalığa (Tuğgeneral) yükseltildi. Yunan Ordusu’nu ikinci defa İnönü’nde geri çekilmeye mecbur etti(13). 3 Mayıs 1921’de Güney ve Batı Cepheleri birleştirilerek komutası O’na bırakıldı(14). Takviye edilmiş kuvvetlerle Yunan kuvvetleri 10 Temmuz 1921’de İsmet Paşa komutasındaki Türk birliklerine karşı genel bir taarruz başlattılar. 25 Temmuz 1921’de İsmet Paşa, kuvvetlerini ezdirmeden, Mustafa Kemal Paşa’nın direktiflerine uygun olarak Sakarya nehrinin doğusuna çekmeyi başardı(15).
23 Ağustos-13 Eylül 1921 tarihleri arasında cereyan eden Sakarya Meydan Muharebesi’ne Batı Cephesi Komutanı olarak katıldı. İsmet Paşa, Türk İstiklâl Harbi’nin odak noktası ve Yunanlıların yurttan atılması ile sonuçlanan 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz’da yine Batı Cephesi’ne komuta etti. 31 Ağustos 1922’de Ferikliğe (Korgeneralliğe) yükseltildi.
3-11 Ekim 1922’de cereyan eden Mudanya Mütâreke’sine başkanlık etti. 26 Ekim 1922’de  Hariciye Vekilliği’ne (Dışişleri Bakanı) seçildi(16). 2 Kasım 1922’de barış görüşmelerine katılacak Murahhaslar Heyeti Başkanlığı’na seçildi.
20 Kasım 1922’de Lozan’da açılan konferansta Türkiye’nin savunmasını yaptı. Konferans 4 Şubat 1923’te kesintiye uğrayınca İsmet Paşa 20 Şubat 1923’te Ankara’ya döndü(17). 23 Nisan 1923’te Lozan Konferansı ikinci defa toplandı ve çetin görüşmelerden sonra Yeni Türkiye’nin dünya tarafından tanınmasını sağlayan Barış Antlaşması’nı 24 Temmuz 1923’te Türkiye adına imza etti(18).
Büyük Millet Meclisi’nin II. Dönemi’nde Malatya Milletvekili seçilerek 13 Ağustos 1923’te Meclis’e katıldı(19). 14 Ağustos 1923’te Ali Fethi Bey Başkanlığında kurulan yeni İcra Vekilleri Heyeti’ne Dışişleri Bakanı olarak seçildi(20). Ankara’nın Türkiye’nin başkenti olmasına dair arkadaşları ile birlikte 9 Ekim 1923’te verdiği önerge 13 Ekim 1923’te kabul edildi.
Cumhuriyetin ilanı aşamalarında Mustafa Kemal Paşa’nın yanında bulundu ve 30 Ekim 1923’te Başvekalet’e (Başbakanlığa) atandı(21). Kısa bir süre bu görevinden ayrıldıktan sonra 3 Mart 1925’te tekrar Başbakan olarak atandı. 30 Ağustos 1926’da Orgeneral rütbesine yükseltildi. 30 Haziran 1927’de askerlikten emekliye ayrıldı.
Atatürk döneminde, 1923-1937 yılları arasında Başbakanlık yapmış olan İsmet İnönü, Atatürk’ün 10 Kasım 1938 yılında ölümü üzerine, 11 Kasım 1938’de Meclis’te yapılan oylamada 348 oy alarak Cumhurbaşkanı seçildi. VI. Dönemde Ankara’dan Milletvekili olarak Meclis’e girdi ve 2 Nisan 1939’da yeniden Cumhurbaşkanı seçildi(22).
Genel seçimlerden sonra savaş içerisinde 8 Mart 1943’te yeniden Cumhurbaşkanı seçildi. Türkiye’nin savaş dışı kalmasını sağladı. Çok partili hayata geçildikten sonra yapılan 8. Dönem seçimlerinde yine Ankara Milletvekili olarak Meclis’e girdi ve 5 Ağustos 1946’da tekrar Cumhurbaşkanı olarak seçildi. 21 Mayıs 1950’de Cumhurbaşkanlığından ayrıldı. Uzun dönem Malatya Milletvekili olarak Mecliste görev yaptı. 4 Kasım 1972’de partisinden, ardından Milletvekilliğinden istifa etti.
Atatürk’ün yakın silah arkadaşı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 25 Aralık 1973’te Ankara’da öldü. Mezarı Anıtkabir’de Atatürk’ün mozolesinin karşısındadır.
İsmet Paşa, hayatı boyunca çeşitli tarihlerde bir çok madalya ve nişanlarla ödüllendirilmiş başarılı bir asker ve devlet adamı olup, Almanca, Fransızca ve İngilizce bilmekteydi. Anılarının bir bölümü “Hatıralar”, “İsmet Paşa’nın Siyasi ve İçtimai Nutukları”, “İnönü Diyor ki”, “İnönü’nün Söylev ve Demeçleri” adlı kitaplarda yayınlanmıştır.
Kaynakça:
(1) İsmet İnönü; Hatıraları, Yay. Haz:Sebahattin Selek, 1. Kitap, Ankara 1985, s.17
(2) Şevket Süreyya Aydemir, a.g.e., s.17
(3) KKK Arş., İsmet İnönü Dosyası
(4) KKK Arş., İsmet İnönü Dosyası
(5) KKK Arş., İsmet İnönü Dosyası
(6) KKK Arş., İsmet İnönü Dosyası
(7) KKK Arş., İsmet İnönü Dosyası
(8) İsmet İnönü, a.g.e., s.183
(9) KKK Arş., İsmet İnönü Dosyası
(10) Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Kronolojisi, TTK. Yayını, Ankara 1988, s.146
(11) KKK Arş., İsmet İnönü Dosyası
(12) Zabıt Ceridesi, Devre I, C.I, s.198
(13) Kocatürk, a.g.e., s.246-247
(14) Kocatürk, a.g.e., s.254
(15) ATASE Arş., Türk İstiklal Harbi, C.II, Ks. IV, Ankara 1974, s.256
(16) KKK Arş., İsmet İnönü Dosyası
(17) Ş.Süreyya Aydemir, a.g.e., C.I, s.253
(18) İsmet İnönü, a.g.e., C.I, s.253
(19) Fahri Çoker, a.g.e., s.326
(20) Zabıt Ceridesi, Devre II, C.I, s.62
(21) Zabıt Ceridesi, Devre II
(22) TBMM, İsmet İnönü Dosyası
Devamını oku...